
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Tam Saha dergisine konuşan Fenerbahçe’nin Kalecisi Altay Bayındır; “Öncelikli hedefim Fenerbahçe camiamıza kupalar kazandırmak, burada şampiyonluklar yaşamak.” İfadelerinde bulundu.
Altay Bayındır: “Ben hep kısa vadeli planlar yaparım. Uzun vadeli planlar kafamda her zaman vardır ama öncelikle kısa vadeyi sağlıklı bir şekilde dolduralım ki uzun vadeyi çıkartabilelim. Geleceğe yönelik planlarım tabii ki var ama mesela ben biraz sonra çıkacağımız idmanı düşünüyorum.
Sağlam, güzel bir idman geçirmek istiyorum. Güzel bir kariyer planına yaklaşabilmek için önce bunları iyi aşmak gerekiyor. Öncelikli hedefim Fenerbahçe camiamıza kupalar kazandırmak, burada şampiyonluklar yaşamak, güzel anılarıma yenilerini eklemek.
Sonrasında da kulübümüze maddi-manevi değer katmak amacıyla, başkanımızın da onayıyla farklı bir kulübe gitmek ya da kulüpte kalıp başarılarıma yenilerini eklemek… Ama şu an, şuraya gitmek istiyorum, şu takımda oynamak istiyorum” demem; şu anki şartlarla söyleyeceğim bir şey olur. O zaman geldiğinde değerlendirip, sonucu hep beraber görürüz.” dedi.

BAYINDIR’DAN EROL HOCA İÇİN YORUMLAR
Altay Bayındır, Fenerbahçe Teknik direktörü Erol Bulut için konuştu. Bayındır: “Her hocanın kendine ait metotları, disiplin anlayışı ve çalıştırma biçimleri var. Erol hocanın da farklı bir biçimi var. Sağ olsun abi-kardeş ilişkisi içerisinde bizlerle. Ersun hocam da öyleydi. Yakın olmayı çok severdi. Doğrusu da bence bu. Sonuçta profesyoneliz.
Herkes nerede ne yapması gerektiğini biliyor. Erol hocam antrenör olarak geldiği camiada sorumluluklarının farkında ve en iyi şekilde ilerliyor. İnşallah yeni gelen oyuncularla birlikte yaptığımız idmanlar sonucunda Fenerbahçe‘mize yakışan bir oyun sergileriz. Herkes emek veriyor. Herkes mücadele ediyor. İnşallah herkesin mutlu olacağı bir sezon geçiririz.” Yorumlarını yaptı.

HER ÇOCUK GİBİ FUTBOLA MAHALLEDE BAŞLADIM
Sarı Lacivertli genç Kaleci Bayındır: “Futbol oynamaya her çocuk gibi mahallede başladım. Abim Yolspor’da oynuyordu, ben de orada başladım. Zaten küçüklüğümüzden beri kimse bize bir şey demeden bir merakımız vardı futbola.
Bir an önce bir kulübün kapısından içeri girmek istiyorduk. Malzemelerin, çantaların kokusunu hala daha unutmadım. O kıyafetlerin kokusu insanı farklı bir boyuta sokuyor. İnanılmaz bir heyecan veriyor. Yolspor’a abimle gidiyordum ama küçüktüm tabii. O yüzden de gerideydim biraz.
Sonra ilgimi görünce beni de aralarına aldılar.Takımın maskotu gibiydim. En küçük bendim. Oyuncu olarak başladım. Mahalle aralarında, kendi oturduğum yerde asla kaleye geçmezdim. Kalecilik bana daha uzaktı. Küçüklükte kimse kaleye geçmek istemez malum.
Halı sahada bile böyleydi. Ben de bu bakış açısındaydım. Ama iyi ki de öyle yapmışım. Çünkü sürekli ayak oyunundaydım. Bu bana çok şey kattı.” Açıklamasında bulundu.
Comments are closed.